Bildiri Arşivi

DÜNYA PROLETARYASININ BİRLİK, MÜCADELE VE DAYANIŞMA GÜNÜ 1 MAYIS’TA ALANLARI ZAPTEDELİM!

 
 

ÖZEL SAYI:2 | 1 MAYIS 1999

 

İŞÇİLER, EMEKÇİLER, TÜM MİLLİYETLERDEN HALKIMIZ!

 

Bir yanda baskı, zulüm politikalarıyla oligarşinin saldırıları devam ederken, bir yanda emperyalist haydutluğun sınır tanımaz vahşeti, Ortadoğu’dan Kafkaslara, Balkanlara kadar geniş bir coğrafya üzerinde bombalarıyla hakimiyet kavgasında.

 

Balkanlarda halkları birbirine boğazlatan emperyalizm, kendi kışkırttığı savaşı sona erdirme ve halkları koruma demagojisi altında NATO güçleriyle Yugoslavya üzerine bomba yağdırıyor.

 

Yüzyıllardır dili, kimliği yasaklanan, ulusal değerleri yok sayılan Kürt halkına karşı saldırılar her geçen gün tırmanıyor. Tırmandırılan şovenizmle, her gün bir yenisi tezgahlanan komplolarla, katliam girişimleriyle Kürt halkı teslim alınmak isteniyor.

 

Devrimciler, yurtseverler, yargısız infazlarla, işkencelerle susturulmaya, mücadeleleri boğulmaya çalışılıyor.

 

İşçiler, emekçiler sınırsız bir sömürüyle, karnını doyuramayacak kadar gülünç ücretlerle çalışmaya zorlanıyor. Her türlü örgütlenme ve sendikalaşma hakkı yok sayılıyor, mücadeleleri engellenmeye çalışılıyor.

 

Üniversite gençliği YÖK cenderesi altında bilimsel eğitimden uzak, akademik-demokratik hakkı kısıtlanmış, faşist saldırılarla, polis baskısıyla susturulmak, düzenin uslu köleleri haline getirilmek isteniyor.

 

Bu faşist düzen karşısında sesimizi yükselttiğimizde, bağımsız bir ülkede özgür yaşam isteğimizi dile getirdiğimizde, baskı, yasak ve terör yöntemlerini uygulamaktan geri durmayan oligarşi yakıyor, yıkıyor, işkenceden geçirerek zindanlara dolduruyor.

 

Halklarımıza dayatılan bu sefilce yaşamı, özgür ve insanca yaşama isteği olan hiç kimsenin kabul etmesi mümkün değildir. Halklarımız da böylesi bir yaşamdan hoşnut olmadığını, ağır bedeller ödeyerek gösteriyor.

 

İŞÇİLER, EMEKÇİLER, TÜM MİLLİYETLERDEN HALKIMIZ!

 

Oligarşi tüm bu sefilce koşullara rağmen 28 Şubat kararlarına uygun yeni bir seçime giderken, 28 Şubat kararlarını hayata geçirecek partilerin birinci parti olmasını öngörmüştür. Seçimden çıkan sonuç; faşist karakterli MHP ve gerici, şovenist özelliğiyle DSP’nin oligarşinin çıkarlarını temsil edecek en uygun iki parti olduğudur. Toplumda saflaşmaya dönük yeni bir süreci başlatacak olan bu sonuçlar, halklarımız arasında gerginliği tırmandıracak, yeni katliamların önünü açacak politikaların da mesajını taşımaktadır.

 

Halklarımız lehine değişen bir durum yoktur. Oligarşi baskı ve zulüm düzenini daha iyi sürdürebilmek için yeni düzenlemelere gitmektedir. Değişen tek şey, yükseltilen gericiliğin ve şovenizm dalgasının kendisine daha elverişli bir zemin bulması ve bu zemini halklarımıza karşı daha fazla baskı ve zulüm uygulamak için kullanacağıdır. Halklarımızın yükseltilen bu şovenizm dalgası karşısında birlikte mücadele etmekten başka yolu yoktur.

 

İŞÇİLER, EMEKÇİLER, TÜM MİLLİYETLERDEN HALKIMIZ!

 

20. yüzyılın son 1 Mayıs kutlamalarını böylesi koşullarda karşılıyoruz.

 

O gün dünyanın dört bir yanından halklar, fabrikalardan, tarlalardan, gecekondulardan, okullardan meydanlara akacak, farklı dillerden, ama aynı coşku ve umutla sınıf kardeşliğinin sloganlarını haykıracaklar: “Yaşasın 1 Mayıs! Yaşasın Proletarya Enternasyonalizmi!”

 

O gün Asya’da, Afrika’da, Amerika’da; bağımsızlık, demokrasi, sosyalizm mücadelesini sürdüren mazlum halklar ve tüm dünya emekçileri “Yaşasın Birlik Mücadele ve Dayanışma Günümüz” şiarıyla alanları dolduracaklar. Hep bir ağızdan mücadele ve kardeşlik türkülerini söyleyecekler.

 

Burjuvazi o gün, emekçi halkların yükselen şiarlarına yeniden ve yeniden tanık olacak. Yine o tarihi korkuyu duyacak.

 

Ezen ve ezilenler arasında, sömüren ve sömürülenler arasında yüzyıllardır süren kavgada, dünyanın dört bir yanında bugüne dek milyonlarca emekçinin kanı aktı. Ancak emeğinden başka hiçbir şeyi olmayan emekçileri susturmak kolay değildi. Sokaklarda kurşunlanan, darağaçlarına çekilen, zindanlara doldurulan emekçilerin kavgası devam etti. Amerikan işçi sınıfının 8 saatlik işgünü için başlattığı bu kavga, bütün dünya emekçilerinin ve mazlum halkların elinde 1 Mayıs bayrağı oldu.

 

O günden bugüne burjuvazi ile emekçiler arasındaki bu kıyasıya mücadele, her 1 Mayıs’ta devam ederek sürdü.

 

Emeğimizde yarattığımızı sahiplenmek, özgür bir ülkede yaşama isteğimizi haykırmak, dünya halklarıyla birlik, dayanışma ve mücadele şiarıyla bütünleşmek, burjuvazinin saldırıları için yeterliydi ve 1 Mayıs’larda burjuvazi daima saldırdı. Ama 100 yılı aşkındır her 1 Mayıs’ta, işçiler, emekçiler yine alanları doldurdu. Yine fabrikalarda üretimi durdurdu.

 

Bugün oligarşi yine yasaklarla, baskı ve tehditlerle emekçilere gözdağı vermeye, 1 Mayıs kutlamalarını yaptırmamaya çalışıyor. İstanbul Valiliği, komik gerekçelerle açık alanda kutlamalara izin vermeyeceğini üstü kapalı tehditlerle belirtiyor, 1 Mayıs’a yasak koyuyordu. Son anda kendisinin belirlediği sınırlar içerisinde kutlamalara izin verirken, devrimcileri işçi ve emekçilerden tecrit etmeye çalışıyor.

 

Oysa 1 Mayıs; oligarşinin saldırılarını boşa çıkarmanın, baskı ve yasaklarını hiçe saymanın günüdür.

 

1 Mayıs; ezilen halklar arasında birlik, dayanışma ve kardeşlik şiarının öne çıkarıldığı, egemenlere karşı birlikte mücadelenin yükseltildiği gündür.

 

1 Mayıs; on binlerce, yüzbinlerce olmanın ve hep beraber meydanlara, alanlara çıkmanın günüdür.

 

1 Mayıs’ta; halklarımız arasında düşmanlık tohumları ekemeye çalışanlara, ezilen halklarının bilincini şovenizm zehriyle dumura uğratmaya çalışanlara karşı, halklarımızın kardeşliğini öne çıkaralım. Hep beraber söyleyelim kavga ve kardeşlik türkülerini.

 

1 Mayıs’ta; işçi ve emekçi sınıfların mücadelesini düzen sınırlarına hapsetmek isteyen, devrimcileri 1 Mayıs alanlarından tecrit etmek isteyen sarı sendikacılar ve Yeni Dünya Düzeni’nin temsilcisi sivil toplum örgütlerine karşı, emekçilerin devrimci dayanışmasını örgütleyelim.

 

1 Mayıs’ta; halklarımızın kaderini burjuvazinin seçim sandığından çıkan faşizme teslim etmeyeceğimizi, yarınlarımızı, geleceğimizi kendi ellerimize alacağımızı gösterelim. Tüm milliyetlerden emekçi halklarımızın en geniş dayanışmasını örgütleyelim.

 

1 Mayıs; kavga ve kardeşlik türküleriyle mücadele etmenin ve direnmenin günüdür.

 

YAŞASIN 1 MAYIS!

 

BIJİ YEK GULAN!

 

YAŞASIN PROLETARYA ENTERNASYONALİZMİ!

 

YAŞASIN HALKLARIMIZIN BİRLİKTE MÜCADELESİ!